KONUK YAZAR / Orhan KALKAN
Aracım 1998 Peugeot 306 1600cc 90+8 hp, 135 Nm Tork.
Gelelim aracın huyuna suyuna.
1.6 Enjeksiyonlu motora sahip olan yakışıklı aslan 90 hp gücü fazlasıyla hissettirebiliyor, işin tuhaf yanı bir yıl sonra üretilen 98 hp’lilerden daha seri olduğu söyleniyor. Aracın yol tutuşu gerçekten mükemmel virajlara sert girilmesiden kaynaklanan önden kopma ve arkadan kopma sorunu yaşamadım. Bu yol tutuşunun en önemli sebebi ise arka tekerleklerdeki otodireksiyonel sistemin, viraj açısına göre arka tekerlekleri zıt yöne belir bir açıya kadar çevirebilmesinden ve ağırlık dengesinin başarılı bir şekilde dağıtılmasından kaynaklandığını düşünmekteyim. Aracın yüksek hızlarda rüzgardan etkilenmesi minumum düzeyde ve hızlandıkça aracın arkasının yere daha sağlam bastığını söyleyebilirim. Tabi günümüz otomobilleride dahil olmak üzere, sınırlarının üzerine çıkıldığında bir tabut halini alabileceği kaçınılmaz. Aracın tasarımınındaki sinirli duruş hem rüzgar sürtünme katsayısında hemde görünüşte çok başarılı olmuş. Sportif bir görünümü olan otomobil önden bakıldığında sinirli ve hırçın bir yapıya sahip. Aracın performansı kendisinden beklenmeyecek seviyede, 2800 devirin üzerinde bir spor otomobil gibi davranmaya başlayan ve daha canlı bir karakter sergileyen 306 da motor sesi sanki bir v6 kullanıyormuşcasına his veriyor, tabi 2800 devire kadar ekonomi aralığı gibi bir şey diyebiliriz. Bu yakışıklı aslan kesici iptali olmadan 5800 devir çevirebiliyor. Fren olarak o yıllara göre gayet başarılı bir frenaj sistemi olduğunu kanaatindeyim. Fabrikasyon olarak havalandırmalı diskler ile sunulan, ama günümüzde düz fren diskleri takılmasına rağmen ani frenlemelerde abs devreye girerek, ön ve arka süspansiyonların aracı yere yakınlaştırarak güvenli bir duruş sağladığını söyleyebilirim. Fren pedalının biraz hassas olması nedeni ile, ilk kullanımda ani frenler yapmak, abs açık değil ise kızaklamak olağan. Yakıt konusunda da performansı kadar başarılı olan peugeotumuz, 90 km/h sabit sürat ile KM’de 17,5 kuruş yakıyor yani LPG de 8 litre kadar (2.20TL-LPG). Küçük aile otomobillerine giren güçlü aslan, dışarıdan ufak görünsede iç hacimi gayet geniş ve ferah. Yolculuk esnasında ferah bir görüş açısı sunan ve sert yumuşak karışımı koltukları ile Peugeot 306 uzun yolcuklarda orta sınıf konfor sunabiliyor.
400 Lt’lik bagaj hacmi ile dikkat çeken 306, arka koltuklar yatırılarak daha da yüksek hacimlere ulaşabiliyor. Kaya gibi sağlam kaportasına yumruk attığınızda, kemiklerinizi sızlatabiliyor. Bu sağlamlığı nedeniyle kolay kolay çürüme yapmayan Bu aslan ön rot başlarındaki kronik sorun nedeni ile, her yıl rot bakımı yaptırmak gerektirebiliyor. Tabiki bu süre coğrafi ve kullanım farklılıklarına göre değişkenlik gösterebiliyor. Ülkemizin yolları nedeniyle 1 yıldan fazla dayanan ön düzen yoktur diye düşündüğümü belirtmeden edemeyeceğim. Ülkemizde halk tarafından pek bilinmeyen, Peugeot’a karşı ön yargılı olanların uzak durduğu bilenlerin ise, vazgeçemediği hem aile, hem spor, hem ihtiyaç otomobili olan 306 piyasadaki değerini gelecekte dahada arttıracaktır diye düşünüyorum. Avrupa efsane kasa diye adlandırılan bu araçların tutulmama nedenini ise Peugeot’un Türkiye pazarına önem vermemesinden kaynaklandığını, bu yüzden tıpkı mazda ve mitsubishiler gibi, rakibi corolladan ve astradan Türkiye pazarından geride kaldığını ve avrupadaki lakabını Ülkemizde Corolla’ya kaptırdığını söyleyebilirim.
TopGear’de incelenen bu aracın videosunu youtubede bulabilirsiniz. Bu sosyetik aslanın devamı ise 307 ve 308’dir.
306’nın 1.4(80)-1.6(90)-1.6(98)-1.8(115)- 2.0(170)GTi 2.0(165) S16-Cabrio-Sedan-HB-SW gibi seçeneklerinin bulunduğunu, ve benim incelediğim ve kullanmakta olduğum aracın 1.6 HB 90’lık versiyon olduğunu belirtmek istedim. Eğer satın alacak bir araç arıyorsanız, temizi olmak kaydı ile sizlere tavsiye ederim.
________________________________
Siz de arabanızı tanıyorsanız yada bize anlatmak istediğiniz bir konu varsa; anlatımınızı yapın ve bize ulaştırın yayınlayalım, herkes faydalansın, bilgi sahibi olsun..
İletişim adreslerimiz;
